Davacının iade edileceği işverene ait işyerinin belirtilmemesi
28 Haziran 2015169/a-6 maddesi gereğince borçlu lehine tazminat
20 Temmuz 2015Özü; Davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi kapsamında düzenlendiği ve takibin şirket ortağı adına yapıldığı görülmektedir. Halbuki 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi; limited şirket ve ortaklarından yapılacak tahsilatlar için düzenlenmiştir. Dolayısıyla limited şirketler için yapılan bu düzenlemeye dayanılarak, anonim şirket borçlarının tahsil edilmesi imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki, anonim şirketlerde ortakların ödenmeyen vergi borçlarından dolayı takibi de mümkün bulunmamaktadır.
T.C.
İSTANBUL
10. VERGİ MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/416
KARAR NO : 2015/1312
DAVACI : …….
VEKİLİ : AV. FAHRETTİN KOCAGÖZ
Zuhuratbaba Mah. Şükrançiftliği Sok. No:20/1 Bakırköy/İSTANBUL
DAVALI : RIHTIM VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLİ : AV. ABDULLAH ÜMİT KARAKURT
DAVANIN ÖZETİ : Şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenerek tebliğ edilen 09.01.2015 tarih ve 20150109665070000002 sayılı ödeme emrinin, anonim şirketlerde kamu borçları nedeniyle sorumluluğun öncelikle şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, şirket tarafından ödenmeyen kamu borçları bakımından sorumluluğun şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla yönetim kuruluna ait olduğu, ilgili kanunlar incelendiğinde limited şirketlerin aksine anonim şirketlerde, ortakların, şirketin amme borçlarından dolayı sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülerek iptali istenmektedir.
SAVUNMA ÖZETİ : Dava konusu ödeme emri içeriği karar harcının tahsili amacıyla öncelikle asıl borçlu SEV-BAL MADENCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş.’NE gidildiği, ancak şirketin bilinen adresinde bulunamaması sebebiyle ödemeye çağrı yazısının tebliğ edilemediği, ticaret sicili memurluğu ile yapılan yazışmalar sonucu asıl borçlu SEV-BAL MADENCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş.’NİN 2011 yılında tasfiyeye girdiği ve davacı Zeki Sevil’in tasfiye memuru olarak seçildiğinin ticaret sicil gazetesinin tetkikinden anlaşıldığı, bu tespitler doğrultusunda davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrine ise sehven şirket ortağı yazıldığı, davacının iddialarının ödeme emrinin iptalini gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenerek tebliğ edilen 09.01.2015 tarih ve 20150109665070000002 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55.maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58.maddesinde ise, “kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabilecekleri öngörülmüştür.
6183 sayılı Kanun’un 35.maddesinde;”Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, asıl borçlusu TASFİYE HALİNDE …SAN. VE TİC. A.Ş. olan ve kesinleştiği halde ödenmeyen karar harcının, tasfiye memuru olan davacıdan şirket ortağı sıfatıyla tahsili amacıyla, 09.01.2015 tarih ve 20150109665070000002 sayılı ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi kapsamında düzenlendiği ve takibin şirket ortağı adına yapıldığı görülmektedir. Halbuki 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi; limited şirket ve ortaklarından yapılacak tahsilatlar için düzenlenmiştir. Dolayısıyla limited şirketler için yapılan bu düzenlemeye dayanılarak, anonim şirket borçlarının tahsil edilmesi imkanı bulunmamaktadır.Kaldı ki, anonim şirketlerde ortakların ödenmeyen vergi borçlarından dolayı takibi de mümkün bulunmamaktadır.
Diğer yandan, idarece savunmada davacı adına düzenlenen ödeme emrinin kanuni temsilci sıfatıyla düzenlendiği belirtilmekte ise de ; mevcut ödeme emri üzerinde takibin kanuni temsilci olarak değil, “şirket ortağı” olarak yapıldığının görüldüğü gibi, ödeme emri davacı adına 6183 sayılı Kanun’un 35’inci maddesi uyarınca tanzim ve tebliğ edilmiş olduğundan bu iddiaya itibar edilememiştir.
Bu durumda, TASFİYE HALİNDE SEV-BAL MADENCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş.’NİN karar harcı borcundan dolayı davacı Zeki Sevil adına şirket ortağı sıfatıyla 6183 sayılı Kanun’un 35’inci maddesi uyarınca tanzim ve tebliğ olunan uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne,dava konusu edilen ödeme emrinin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 103,80-TL yargılama giderinin ve AAÜT uyarınca takdir olunan 750,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine,artan posta gideri avansının hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 23/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.