Düzenlenen ödeme emrinin şirket ortağı adına yapılması
7 Temmuz 2015Temyiz süresi gerekçeli kararın tebliği
28 Aralık 2015Özü; İİK.nun 169/a-6 maddesi gereğince borçlu lehine tazminatına hükmedilmesi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2015/6436
KARAR NO : 2015/16354
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2012/1191-2014/1560
DAVACI : BORÇLU :
DAVALI : ALACAKLI :Temlik Alan
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Asye Parlak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Alacaklı ……………..’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA),
2- Borçlu ………………………….’ın temyiz itirazlarına gelince;
Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun öncelikle imzaya ve borca itiraz ettiği daha sonra ıslahla bono bedelinin tahrif edilmiş olduğunu ileri sürerek itiraz ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 62.021,18 USD’lik kısımla ilgili davacı hakkında açılan takibin iptaline,fazlaya ilişkin istemin reddine,davacının tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine, 43.649,94 TL’nin % 20 si kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 169/a-6. maddesinde; “Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi hâlinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan örnek 10 takipte 74.140,00 USD asıl alacak ve 14.347,61 USD işlemiş faiz talep edildiği, borçlunun icra mahkemesine süresinde yaptığı başvurusunda imzaya ve borca itiraz ettiği , yargılama devam ederken ıslah yoluyla takip dayanağı bono bedelinin 24.140 usd iken (2) rakamının tahrifatla (7) rakamına dönüştürüldüğü ve 74.140 usd yapıldığını ileri sürmüş olup mahkemece yapılan bilirkişi incelenmesine göre senedin miktar hanesi daha önce 24.140 iken 74.140 olarak tahrif edildiği belirtilmiştir.Borçlunun takip dayanağı bono bedelinin tahrif edildiğine ilişkin iddiası, borca itiraz niteliğinde olup, mahkemece, kabul edilen asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası miktarı esas alınarak İİK.nun 169/a-6 maddesi gereğince borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir.
Borçlunun aleyhine hükmedilen tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Yine İİK.nun 169/a-6 maddesi gereğince itiraz nedeniyle reddedilen asıl alacak miktarının takip tarihindeki Türk Lirası esas alınarak ve temyiz edenin sıfatı da gözönünde bulundurulmak suretiyle alacaklı lehine tazminat hesaplanması gerekirken Yargıtay denetimine olanak vermeyen ve nasıl hesaplandığı anlaşılmayan 43.649,94 TL üzerinden yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.